ESNAF VE SANATKARLARIN UYMALARI GEREKEN REKABET KURALLARI 06 Ocak 2021, 16:01
ESNAF VE SANATKARLARIN UYMALARI GEREKEN REKABET KURALLARI
Esnaf ve Sanatkarların Rekabet Kanunu Açısından Sorumlulukları
Piyasa ekonomisinin temel dayanağı olan rekabetin korunması ve geliştirilmesi, 4054 sayılı
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (4054 sayılı Kanun) temel amacını
oluşturmaktadır. 4054 sayılı Kanun 1997 yılından beri Rekabet Kurumu tarafından
uygulanmaktadır.
Rekabet Kurumu’nun kuruluşundan bu yana yaptığı uygulamalara bakıldığında, Türkiye Esnaf
ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) bünyesinde yer alan ya da bu bünyede yer
almamakla birlikte küçük esnaf ya da tacir olarak değerlendirilebilecek kimi fırıncı, sarraf,
sürücü kursu gibi teşebbüsler ile onların bağlı oldukları oda/dernek, birlik, federasyon gibi
teşebbüs birliklerinin rekabeti kısıtlayıcı, bozucu ve engelleyici eylem ve işlemleri, 4054 Sayılı
Kanun çerçevesinde inceleme, araştırma ve soruşturmaya konu olmuştur.
Bilindiği gibi, 4054 Sayılı Kanun’un 4. maddesi, “Rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı
olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar
ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır” hükmüyle rekabeti bozucu, engelleyici, kısıtlayıcı
anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliği kararlarını yasaklamaktadır.
Diğer bir deyişle, birbirleri ile rekabet eden esnafın birlikte fiyat belirlemeleri, pazarları
ve/veya müşterileri paylaşmaları, rakip esnafı pazarın dışına çıkarmak için ortaklaşa
eylemlerde bulunması yasaktır. Aynı şekilde esnafın üye olduğu oda, dernek, birlik vb.
teşebbüs birliklerinin yasalardan kaynaklanan azami fiyat tarifesi belirleme yetkileri dışında
veya bu yetkilerini aşarak üyelerine belirli bir fiyatı dikte etmeleri, üyeleri arasında pazar ve
müşteri paylaştırmaları, pazara girişi engelleyici nitelikte karar ve uygulamalar içinde
bulunmaları yasaklanmaktadır.
TESK bünyesinde yer alan esnaf açısından konu değerlendirildiğinde:
— İşletmelerin bir araya gelmek suretiyle ürün satış fiyatını belirlemesi,
— Bağlı olunan oda, dernek, birlik veya federasyonların hazırladığı veya onayladığı azami
satış fiyatını gösteren tarifelerin yine aynı teşebbüs birlikleri tarafından sabit ya da
asgari satış fiyatına dönüştürülmesi,
— Belirlenen fiyatlara üyelerin uymaları konusunda karar alınması, üyelerin bu fiyatlara
uymaları için zorlanması veya üyelere, bu fiyatlara uymadıkları gerekçesiyle yaptırım
uygulanması,
— Bölge ve müşteri paylaşımı yapılarak, satış noktalarının belirli firmalar arasında
paylaşılması, bu sebeple esnaf veya tacirlerin istedikleri yerden ürün temin
edememeleri,
— Birlikte belirlenen fiyatlara veya bölge paylaşımına uyulup uyulmadığının
denetlenmesi için bazı kişilerin görevlendirilmesi,
— İşletmelerin, aralarında anlaşmak suretiyle indirim oranlarını ve mal verdikleri esnafın
kar marjını sabitlemesi,
— İşletmelerin, mal verdikleri satıcıların, tarifelerle belirlenen fiyatların altında satış
yapmalarına engel olmaları,
— Bütün bu konularda varılan anlaşmaların uygulanması için havuz oluşturulması, senet
imzalanması, yazılı veya sözlü taahhütte bulunulması,
— “Oda kararı” veya “birlik kararı” denilerek ortak menfaat adı altında rekabete aykırı
uygulamalara devam edilmesi
ve benzeri rekabet sorunlarının ortaya çıktığı görülmektedir.
4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile yukarıda yer verilen uygulamalar yasaklanmış olup idari
para cezası yaptırımına tabi kılınmıştır. 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesine göre, ihlalde
bulunan teşebbüslere, teşebbüs birliklerine veya birlik üyesi teşebbüslere bir önceki yıl
cirolarının %10’una kadar ve ihlalde belirleyici rolü olan teşebbüs veya teşebbüs birliği
yönetici ve çalışanlarına ise bu cezanın %5’ine kadar idari para cezası uygulanabilir. Örneğin,
bugüne kadar aralarında anlaşarak ekmeğin fiyatını belirledikleri, bölge ve müşteri
paylaştıkları ve rakip firmayı piyasa dışına çıkarmaya çalıştıkları gerekçesi ile ekmek üreten
firmalara açılan dört soruşturmada, toplamda yaklaşık 1.300.000 TL idari para cezası
uygulanmıştır. İhlalde bulunan işletmelerin ticari unvanlarının Kurul kararlarında açıkça yer
alması ve kamuoyuna ilan edilmesi, verilen maddi para cezası haricinde itibar kaybı anlamına
da gelmektedir.
Esnaf ve Sanatkarları Mağdur Eden Rekabet İhlalleri
Kanuna aykırı uygulamalar esnaf ve sanatkarlara mal veya hizmet satan teşebbüsler
tarafından yapıldığında, alıcı konumundaki esnaf bu kez rekabet ihlallerinin mağduru
olmaktadır. Bir başka ifadeyle, genelde tüm esnaf ve sanatkarlar, özelde TESK üyeleri,
kendilerine mal ve hizmet tedarik eden teşebbüslerin ve/veya bunların bağlı oldukları
teşebbüs birliklerinin 4054 sayılı Kanun kapsamında ihlal olarak değerlendirilebilecek eylem,
işlem ve uygulamalarından olumsuz yönde etkilenebilirler.
Bu bağlamda sadece yukarıda yer verilen 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında yer
alan uygulamalar değil aynı zamanda adı geçen Kanun’un “hakim durumun kötüye
kullanılmasını” düzenleyen 6. maddesi çerçevesindeki eylemlere de işaret etmek gerekir.
Belli bir piyasa ya da bölgedeki sağlayıcılar (üretici, dağıtıcı veya toptancılar):
- Aşırı fiyat uygulayarak tüketiciyi sömürme,
- Yıkıcı fiyat yoluyla rakiplerin pazara girmesini engelleme,
- Fiyat listelerinin sabit fiyat uygulamasına dönüştürülmesi,
- Mal vermeyi reddetme,
- Ürünleri birbirine bağlayarak satma ve alıcıyı satın almaya zorlama,
- Sadece kendisinden mal tedarik etmeye zorlama,
- Eşit durumdaki alıcılar arasında ayrımcılık yapma,
- Birlikte hareket ederek bazı işletmeleri piyasa dışına çıkarma… gibi davranışlar içine
girebilirler.
TESK üyelerinin gerek 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi ve gerekse aynı Kanun’un 6. maddesi
kapsamında olduğunu düşündükleri ve muhatap oldukları eylem ve uygulamaları doğrudan
veya bağlı oldukları Oda vasıtasıyla Rekabet Kurumu’na iletmeleri, bu türden ihlallerle
mücadele etme bakımından önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, ülkemiz mal ve hizmet piyasalarında rekabetin tesisi, korunması ve
geliştirilmesi tüm ilgili kesimler açısından son derece önemlidir. Rekabetçi düzen herkesin
yararınadır. Rekabetçi düzenin işlerlik kazanmadığı piyasalarda sadece nihai tüketiciler değil
teşebbüsler de zarar görmektedir. Haksız kazanç doğuran ve adalet duygusuna ters düşen
fırsatçı eğilim ve davranışların sürdürülebilirliği yoktur. Dolayısıyla, âdil bir piyasa düzeninin
oluşturulması ve geliştirilmesi görevinin, yalnız Rekabet Kurumuna değil, diğer kamu
otoriteleri dahil, bütün vatandaşlarımıza ve teşebbüslerimize düşen ortak bir görev olduğu
belirtilmelidir.
Bu vesileyle, yukarıda belirtilen hususların Konfederasyonunuz aracılığıyla tüm esnaf ve
sanatkârlarımız ile bunların bağlı olduğu oda ve derneklere duyurulması, hukuk düzeni ve âdil
rekabet ortamının tesisi açısından önemli görülmüştür.
Başarılar diler, desteğiniz ve işbirliğiniz için teşekkür ederiz.